Türk hukukunda mal rejimi Medeni Kanun 202. maddesi ve devamında düzenlenmiştir. Mal rejimi; eşlerin evlilik sırasındaki malvarlılarının birbirlerine karşı veya üçüncü kişilere karşı konumlarını belirler.
Türk Hukukunda yasal mal rejimleri; edinilmiş mallara katılma rejimi ve bunun yanında mal ayrılığı rejimi ve mal ortaklığı rejimidir.
EDİNİLMİŞ MALLARA KATILMA REJİMİ
22/11/2001 tarihli 4721 sayılı Türk Medeni Kanununda eski Medeni Kanunda yer almayan “edinilmiş mallara katılma rejimi” yasal mal rejimi olarak kabul edilmiştir. Dolayısıyla 31.12.2001 tarihine kadar yasal mal rejimi mal ayrılığı rejimi 1.1.2002 tarihinden sonra geçerli olan rejim ise edinilmiş mallara katılma rejimidir.
Türk Medeni Kanununun 218. maddesine göre; “Edinilmiş mallara katılma rejimi, edinilmiş mallar ile eşlerden her birinin kişisel mallarını kapsar”
Edinilmiş Mallara Yasal Örnekler
Eşlerin çalışmasının karşılığı olan edinimler
Sosyal güvenlik veya sosyal yardım kurum ve kuruluşlarının yaptığı ödemeler
Çalışma gücünün kaybı nedeniyle ödenen tazminatlar
Kişisel mallardan elde edilen gelirler
SEÇİMLİK MAL REJİMLERİ NELERDİR?
Mal ayrılığı rejimi, Paylaşmalı mal ayrılığı rejimi ve Mal ortaklığı rejimi seçimlik mal ayrılığı rejimleridir.
MAL AYRILIĞI REJİMİ
Mal ayrılığı rejimi eşlerin ayrı mal varlığına sahip olması esasına dayanır. Türk Medeni Kanununda yasal mal reijiminden sonra gelen ilk seçimlik mal rejimi mal ayrılığı rejimidir. Medeni kanunun 242. ve 243. maddelerinde düzenlenmiştir.
Mal Ayrılığı Rejiminde Borçlardan Sorumluluk
Mal ayrılığı reijiminde eşlerden her biri, kendi borçlarından bütün malvarlığıyla sorumludur.
PAYLAŞMALI MAL AYRILIĞI REJİMİ
Paylaşmalı mal ayrılığı rejiminde eşlerden her biri yasal sınırlar içerisinde yaralanma, yönetim ve tasarruf haklarını korurlar. Belirli bir malın eşlerden birine ait olduğunu iddia eden kişi iddiasını ispatlamakla yükümlüdürler. Eşlerden hangisine ait olduğu ispatlanamayan mallar onun paylı mülkiyetine yansıyacaktır.
MAL ORTAKLIĞI REJİMİ
Mal ortaklığı rejimi üç ayrı malvarlığı üzerinde yapılandırılmıştır.
Kadının kişisel malları
Erkeğin kişisel malları
Ortaklık malları
MAL REJİMİ SÖZLEŞMESİ ( EVLİLİK SÖZLEŞMESİ)
Mal rejimi sözleşmesi eşler arasında mal rejiminin seçilmesi, değişiklik yapılması ve sona ermesi için yapılan sözleşmelerdir. Evlilik birliği içerisinde eşlerin tüm mal varlıklarının kime ait olduğu, hangi oranlarda olduğunu düzenlemek amacıyla akdedilir. Bu sözleşmelerde yapılacak ufak bir hata eşlerden biri veya her ikisi için de telafisi olmayacak zararlar ortaya çıkarabilecektir. Bu sebeple MAL REJİMİ SÖZLEŞMESİ ( EVLİLİK SÖZLEŞMESİ) gibi sözleşmeler yapılırken uzman bir avukattan yardım alınması daha uygun olacaktır.
MAL REJİMİNİN TASFİYESİ DAVASI
Türk Medeni Kanunun 225. maddesinde mal rejiminin tasfiyesi davasının ancak evlilik birliğinin boşanma ile sona ermesi durumunda görülebilir bir dava olduğu belirtilmiştir.
Mal rejiminin tasfiyesi davasının görülmesi için boşanma konusunda karar verilmiş veya kararın kesinleşmiş olması ön şart ise de eşlerden birinin tasfiyeye konu olabilecek malları diğer eşin haklarına kavuşmasını engellemek amacıyla danışıklı olarak başkalarına devretmemesi için devri engellenmek amacıyla boşanma davası esnasında tasfiyeye konu olabilecek mallar üzerine boşanma kararı kesinleşinceye kadar ihtiyati tedbir istemiyle mal rejiminin tasfiyesi davasının açılması mümkündür.
MAL REJİMİNİN TASFİYESİNDE YETKİLİ MAHKEME HANGİSİDİR?
Mal rejiminin tasfiyesinde yetkili mahkeme Türk Medeni Kanununun 214. maddesinde hükme bağlanmış olup eşler ve mirasçılar arasında görülen mal rejiminin tasfiyesi davalarında;
Mal rejiminin ölümle son bulması durumunda ölenin son yerleşim yeri mahkemesi
Boşanmaya, evliliğin iptaline veya hakim tarafından mal ayrılığına karar verilmesi durumunda bu davalardaki yetkili mahkeme
Diğer durumlarda davalı eşin yerleşim yeri mahkemesi
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 26.02.2018 tarih, 2018/531 Esas ve 2018/2542 karar sayılı ilamında; “Mal rejimi sona ermeden tasfiyeye gidilemez. Rejim ise, evliliğin boşanma veya iptal kararıyla sona ermesi halinde buna ilişkin davanın açıldığı, ölümle sona ermesi halinde, ölüm tarihinden mal ayrılığına geçilmesi kararı verilmesi halinde ise, buna ilişkin dava tarihinden geçerli olmak üzere sona erer (TMK m.225). Bu hükme göre, boşanma kararı kesinleşmedikçe tasfiye talebi incelenemez. Boşanma hükmü kesinleşmediğine göre, tasfiyeye ilişkin bu talebin boşanma davasından tefrik edilmesi, boşanmanın kesinleşmesinin beklenmesi ve bundan sonra işin esasının incelenmesi gerekir.” şeklinde mal rejiminin tasfiyesi davasında boşanma kararı verilmeden tasfiye talebinin incelenemeyeceği ve boşanmanın kesinleşmesinin beklenmesi gerektiği belirtilmiştir.